7 Eylül 2010 Salı

aldatmak ve pişmanlık duyma(ma)k

bir insan ne kadar dürüst olabilir? yargılanmaktan, yaftalanmaktan korkmadan nasıl açıkca anlatabilir kendini, yaşadıklarını, hayallerini... bırak başkalarına anlatmayı ben yazarken bile olanları çarpıtma eğilimindeyim ya da saklama. sevmiyorum bu huyumu.
izmir'de kahveyi aldattım, daha buluşmaya giderken bunun böyle olacagını biliyordum. bile bile gittim, hazırlandım, süslendim ve çıktım kapıdan. aslında çok sarhoştum bir an da oldu falan diye düşünüp kendimi rahatlatabilirdim, iç huzuruma yeniden kavuşabilirdim... ertesi gün tekrar gitmem bütün bu olasılıkları elimden aldı. bir de öncesi gün çocuğa bir daha görüşmeyeceğiz falan diye konuştum o kadar, sonra ne oldu "programda mısın, ben çok sıkıldım." diye mesaj attım. bu çocuğa şarkıcı ismini veriyorum, kendisi ankarada sahne alırken 3-4 ay önce izmire yerleşti.
işin garip tarafı kendimi kötü hissetmiyorum,aldatmış gibi hissetmiyorum. duygusal anlamda hiç bir hissetmediğim biriydi. sadece fiziksel aldatma. sonra yine görüştük şarkıcıyla, 3-4 kere daha, dışarıda, yanımda kuzenlerim varken, bir şey olmadı. ankaraya gelmeden önceki son gece yanına gittim, sarıldım,
"sen iyi birisin, kendine dikkat et" dedim ve ekledim
"bana sevişmeyi öğrettin"
aşık olduğum biriyle yakınlaşmak ve bu yaşadığım birbirinden çok farklı. pişman mısın diye sorsalar evet derim, ama içimde biliyorum pişman olmadığımı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder