6 Ağustos 2010 Cuma

kahvem


" bi kere de ben öpeyim, hep sen mi öpeceksin" diyerek öpmüştün beni boynmdan. ne düşünüyordun bana o öpücüğü verirken hala bilmiyorum. üzerinden 1.5 yıl geçti ama ben hala bu soruya cevap veremiyorum. sen neden izin verdin diye sorabilirdin , benimki izin vermek değildi. ben istiyordum o öpücüğü ve sonraki bütün öpücükleri...

seni arayıp, "bende seninle gelebilir miyim?" diye sorduğum akşam, gel deseydin, her şeyi arkamda bırakıp gelirdim seninle. düşünmeden gelirdim. gel demeni bekledim, ufacık bir kelime, sadece GEL! ama demedin, onun yerine "doğru olur mu?" diye sordun. öpüşmemiz doğru muydu? bana böyle bir şey sorabildiğine göre doğru değildi. elimi tuttuğunda "alev alev yanıyorsun" demiştin, şimdi ellerim buz gibi, sen yanımda değilsin...

o kadar hızlı oldu ki her şey, en azından benim açımdan öyle. durup düşünmedim ben ne yapıyorum diye, sadece bıraktım kendimi. senin yanında heyecan vardı, hala var.uzun duştayken seni öpebilmenin heyecanı,battaniyenin altından sana dokunmanın heyecanı, beni öperken nefesini duymanın heyecanı... senin yanında olmak bana iyi geliyor be tatlım, bakma öyle ağladığıma ya da arkama dönüp gittiğime, senin yanında olmayı seviyorum ben. sadece öpüşüp , elele diz dize durmayı da değil.hiç bir şey yapmadan oturmayı, boş boş televizyon izlemeyi, yemek yemeyi, kahve içmeyi... hepsini seviyorum.

normal mi senin yanında olmayı böyle istemem? çabuk tüketiriz diye korkuyorum, böylesi keyifli, güzel.

bir de şu siktiğimin toplum baskısı olamasa! çıkıp ortaya diyebilsem ben kahveyi seviyorum diye, size ne, bu BENİM HAYATIM diye avaz avaz bağırabilsem. şu boktan hayatın ve boktan toplumun dayattığı değerlere göre yaşamaktan bıktım. ille kendimi kısıtlayacağım, istediğim gibi yaşayamayacağım. "AAA o ne der sonra" sorusu kafamın içinde beynimi kemirecek. bu normlar benim değil! ama onlara göre yaşamak zorundayım

kendi hayatının anarşisti olmanı engeller toplum. düzenini bozma sonra üzülürsün, mutsuz olursun.... ama istediğin yerle bir etmektir o hayatı, sonra yeniden inşa etmek, belki gözyaşları olacak orada ama kendi kendine kuracaksın bilinmez geleceğini. hem ne belli , belki kahkahalar olacak, bilemezsin denemeden... öyle bir işlerler ki beynine, cesaret edemezsin, dışlanma korkusu baskın gelir vazgeçersin. sanırım ben bunu birazcık başardım ve mutluyum. gözyaşıda var kahkaha da var yeni yaşamımda. sen benim hep kahkahaları ol! tekrar söylüyorum iyiki varsın, iyi ki girdin hayatıma ve ben bir süre daha orada kalmanı istiyorum, kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder