30 Haziran 2010 Çarşamba

din ve bekaret


her içkili ortamda yapılan şu bekaret ve din hakkında konuşmaktan nefret ederim, önceleri hararetle kendi fikrimi savunurdum ama sonradan öğrendim ki susacaksın, herkesin kafa olmuş bir milyon, sanane adam bakire isterse istesin, sen mi alıcan koynuna!
ilk ciddi ilişkimi üniversite ilk sınıfa yaşadım. bi barmenle tanıştım, allahım her gece bara gider oldum, sonunda tanıştık, anlaştık, koklaştık ve eve çıkmaya karar verdik. çıktıkta... bu herifle 1.5 yıl beraber yaşadım, ilk yattığım erkekte oydu. bir gün yine böyle arkadaş ortamında içmişiz, bekarete geldi konu, bu demez mi bana bekaret önemli diye, puşt benim düşüncemi biliyorsun bu konuda kapayıp çeneni otursana ama konuştuda konuştu, sonra ayrıldık. noldu yani bekaretimi aldında götün göğe mi erdi? hala anlamam insanların ikiyüzlülüğünü, sen gel tanıma aynı evde yaşadığın adamı,dumur ol kal orda, o gece de zaten salonda yattı:)
hala saçma gelir bu mevzu, lan o kadar hatun tanıyorum analını, oralını yapan ama namusunu korumuş olan (!) benimde aklım bunu almıyor işte.
ya da sonradan gidip diktireni ve dünyanın en namuslu hatunu haline gelenleride var

din de bekarette saçma geliyor belki edebiyat okuduğum içindir ama bir gün bulucam benimle aynı şekilde düşünen birini. hala inanıyorum...

çocukluğum


küçükken hayallerim vardı gelecekle ilgili, ben büyüdükçe hayallerim küçüldü...

hiçbirine sahip olamadım. geri dönmek istiyorum çocukluğuma;

eve girersem annem çıkmama izin vermeyecek diye çalılıklara işemeyi,

hafta sonları erken kalkmak zorunda olmamayı,

şeker kız kendiyi izlemeyi,

yemekleri çöpe döküp yedim hepsini demeyi,

hava karardıktan sonra sokakta oyun oynamayı başarı saymayı,

ağda yapmak zorunda olmayışımı,

kahkalar açarak sokakta koşturmayı,

gözlerimi kocaman açarak cinsillik ansiklopedisini karıştırmayı,

cezalı olduğum için pencereden arkadaşlarımı izlerken ağlamayı,

babamın bana her akşam çınar pastanesinden dondurma almasını,

bahçelerden erik çalmayı...

çocukluğumu özledim ben, hiç bir şeyi umursamadan kahkalarla gülmeyi...

29 Haziran 2010 Salı

ESMER


tekrar esmer oldum. 3 renk saçımdan kutulup siyah yaptırmak istedim ama ismail abi her zamanki gibi yapmmadı. adamın antipatisi var siyah saça karşı, onun yerine orjinal rengine boyadı. kendimi bir beğendim bir beğendim , sonra bir daha beğendim. ben böyle kendimi beğenirken dolmuşa bir hatun bindi, incecik, sütun gibi bacaklar, allahım o ne güzellik, şimdi böyle yazdığıma bakma o an acaip kıskandım, dolmuş ani bi fen yapsın yüzünü falan çarpıp, burnunu kırsın istedim. tanrım bir insana hem güzel vücut, hemde muhteşem bir yüz verme. ben kıskançlıktan orta yerimden çatlayacağım bu gidişle....

27 Haziran 2010 Pazar

CARREFOURDAN NEFRET EDİYORUM


bi televizyon sehpası almaya gittik 60 lira bişi. bi de sallanan koltuk beğendik orada kırmızı, 99 lirada o , pahalı geldi almadık onu ama sucuktur, deterjandır,ciftir, odur, budur derken kasaya gelince 300 lirayı görünce bok gibi kaldık ortada. nakit kredi kartı ödedik, taksi parasını ayırıp, son paramızla da iskender yedik, oh valla beş kuruş param kalmadı, ev alışverişinden NEFRET EDİYORUM!! lan haftaya mezuniyetim var , saçım olmuş üç renk, bıyık, kaş, ağda; kuaföre bayılacağım parayı siktiğimin sucuguna,karfuruna verdim ve çıktım. çok mutsuz ve kızgınım karfura su anda, sinirim geçmek bilmiyor, aldıklarımızı geri götürüp, paramı geri alasım var valla...

24 Haziran 2010 Perşembe

BİR OROSPUYU AZİZE YAPAR AŞK


bir orospuyu azize yapar aşk, bir azizeyi orospu. ahmet altan okumayı seviyorum. çoğu arkadasım sevmez ama kadını ve aşkı bu kadar canlı betimleyebilen başka yazar yok , lisede başladım okumaya onu, gazete kağıdına sarılı aldatmak okuyarak geçti metro... bi de puşkin'in güncesi vardı. annemin eşyaları arasında buldum onuda saklı! merak edip onu da gizli gizli okudum. cinselliği kitaplardan öğrendim ben, üniversiteye kadar yaşamadan. ne oluyorsa üniversiteye gelince; özgürlük, rahatlama... hadi bi sevişiyim diyor sanki insan.

bir de ben aşklarımı çok feci yaşarım, gözüm başka imseyi görmez, hayatımın merkezine koyarım aşkı. sanki acı çekmeden, üzülmeden aşık olunmuyor! bana göre alınmıyor mazoşistlik var azcık, aşıksam üzüleceğim ağlayacagım. aşk hem gözyaşı getirecek hemde kahkalar, yoksa inanmıyorum aşık olduğuma. aşık olmadığım bi insanla da yatmadım hiç, sevişmek için aşk gerekir.

acaip kıskancım, kafamda kurup kurup ağlarım, krizlere girerim, nefret ederim, intihar etmeyi düşünürüm, yeterki benim yaşadığım acıyı karsımdaki de yaşasın, ömür pişmanlık çeksin diye.

aşıkken çok pis bi hatun olabiliyorum ama aslında tam ev kadını moduna girerim, yemek yaparım, üşenmem sarma sararım( ki bu işe yarıyor), mumlar falan aptal bir romantik olup çıkarım. üşenmeden internetten afrodizyak yemek tarifleri aramışlığım var yani siz düşünün. aşıkken alışverişe bayılırım, param varsa, normalde hayatta giymeyeceğim şeyler alıp evde onlarla gezerim, dolabım dolu zaten öyle giysilerle geçen attım.

iyi tarafıma denk gelirse benden iyi hatun olmaz aşıkken:)

22 Haziran 2010 Salı

PUFF POFF


ne kadar boktan ne kadar sıkıcı bir hayatım var; gerçi mezun olabilece miyim olamayacak mıyım diye bugün yeteri kadar heyecan kattım ama...ağla ağla ağla canım çıktı rektöre bile ağladım gidip. sonuç mu? mezun oluyorum.

aptal gibi oldum sabaha kadar oturup, aksama kadar yatıyorum. şimdi de sevgilim yatıyor, erkek arkadasımla aynı evde kalma nedenim kirayı paylaşma olduğu kadar düzenli bir sex hayatı ama nerde?? bi süre geçince kendimi annesi gibi hissediyorum haa bir de 1.5 senedir aynı evdeyiz ama ayaklarını hiç görmedim, sürekli çoraplı. duşa giriyor çorap var, duştan çıkıyor çorap var... valla merak ediyorum ne saklıyor orada , aslında görmeyede korkuyorum bu kadar sakladığına göre kesin bişi var. acaba altı parmaklı falan mı? ya da tırnaklarımı sarı? öyle olsa insan 1.5 yılda en azından bir kere pedikür falan yaptırır dimi?

bi de tırnaklarını tuvalette kesiyor sonra da klozete atıyor ama atamıyor işte yerlere düşüyor ben temizliyorum. tuvalet temizlemek kadar nefret ettiğim bir şey yok, sanki benden çıkmıyor o bok ve sidikler ama yok çok pis iğreniyorum. iyi çekiştirdim sevgilimi bu gece :)

21 Haziran 2010 Pazartesi

İMDATT




cidden az kaldı birazdan kendimi sokağa atıp imdatttt! diye bağıracagım. insanın içi nasıl bu kadar sıkılır? sigara komasına girmeme az kaldı, günde nerdeyse 2 paket sigara bitiriyorum. tam mezun oldum boktan üniversiteden kurtuluyorum derken kaltak D. değistirmiyor notları, lan avukata verecek param olsa açıcam dava hem notum değişecek hemde maddi manevi tazminat alacağım, ama yok işte, vermeyince vermiyor yukarıdaki. bir işe de başvuramıyorum o kaltaktan kaldım gözükdüğü için. ben size diyim bursluda olsa sakın özel üniversitede okumayın, deyim yerindeyse ebenizi belliyorlar. ulan para yok, iş yok , ankaranın havası aynı bokum gibi, patlıcam sıkıntıdan, biri beni kurtarsın lütfen..

13 Haziran 2010 Pazar


kavga sonrası sexi sevmeyen var mıdır acaba bu dünyada?

iki gündür surat as as as, e patladım tabi ben sonunda baktım bu beni dinlemiyor maç seyridiyor bi toparlanmaya kalktım, ben izmire gidiyorum sen beni umursamıyorsan ne diye burada durayım diye..

yemedi tabi biraz şarap içtim, dışarı çıkıcam cebimde 15 lira var nereye gideyim, hava alcam dedim, bu salakta kapıyı kilitlemiş, sanki bende anahtar yok!!

neyse çıktım iki sigara içip götüm götüm döndüm eve, ağladım zırladım buna, kustum içimdekileri rahatladım.

ya yaptığım bir şeyi de beğen, ama yok kendisi bir bok yapmaz, sürekli eleştirir, bulaşıkları ben yıkamayaınca valla billaha küfleniyorlar hayatta yıkamıyor...

halledince sorunları(!) ben başladım sümüklü sümüklü yavşamaya, beyimiz de naza çekiyor kendini, bi ara sapık gibi hissettim kendimi yüz vermeyince bana. ama tabi benim istediğim oldu:) sonunda , güzel güzel yatak odasının yolunu tuttu, ben erdim muradıma darısı sizin başınıza

12 Haziran 2010 Cumartesi

aşk


neden birine aşık oluruz? diğerlerinden farklı olduğu için mi yoksa bize benzediği için mi? eğer farklılıksa aradığımız neden aşkın tanımını aynı şiirlerde, öykülerde ve şarkılarda bulruz?

tanımlaması en zor duygulardan biridir aşk. heyecan mı , tutku mu, özlem mi...?

güvenmeyi istemez mi insan? o zaman neden gidip en güvenilmeyecek insanlara aşık oluyorum? dengesiz miyim? bazen heyecan oluyor aradığım, gözlerim kapalı ardından gittiğim, bazen güven oluyor kollarında kendimi bırakabileceğim...

aşk! tanımlanamaz tek duygu bence. insanları arkasında umarsızca sürükleyen, sonra da terkkeden gözünün yaşına bakmadan...

11 Haziran 2010 Cuma

mezun olduk da ne oldu



evetttt sonunda bitti. dün gece kutlama yaptık, kutlamadan kastım ,içki içmek için bahane..


valla dün gece hatta sabah eve nasıl geldim ne yaptım hatırlamıyorum, gelip de bir de benimkini kaldırıp zorla kepli fotoğraflarımı göstermeye çalıştım , sonra da sızdım.


bizim bölümden de sınıftanda bir bok olmaz, birisi saçımı boyatcam der gelmez diğeri temizlik yapcam der ,diğeri regl oldum karnım ağrıyor der... der de der. bıktırdılar valla. zaten 20 kişiyiz sınav harici bir araya getirebiline aşk olsun, 6 kişi kutlama yaptık, okula küfredik, öğretmenlere küfrettik, gelmeyenlere küfrettik...


küfrettik derken benimkine küfrediyorum şimdi, ya adam mal klozetin kapağını indirmeyi öğretemedim 1 yılda, bir şey yaptımı söylenirde söylenir, alıp bir şeyleri kafasına geçiresim geliyor. böyle anlarda lan bu adamla ömür geçmez diyorum, ama bi canım cicim yaptığında tekrar başlıyorum evlillik hayalleri kurmaya.. mal olan benim demekki.


öküz kapayı kapatıp girdi içeri , sen kime kapatıyorsun kapıyı, tabi bunlara ona söyleyecek göt yok bende anca böyle yazarım. bir de bunun bi huyu var, katır gibi inatcı ben haklı olsamda asla gelip tamam pardon, özür dilerim demez. en fazla üç gün dayanıyorum, ama inat ya ben gelip bir şey yapana kadar öle somurta somurta oturur. ya bi kere ben izmir deyim telefonumu ne duymadım, açmamısım, tam 1 hafta ne telefonlarıma cevap verdi ne de aradı, ben ankaraya döndüm de öyle barıştık. allah kimsye inatçı sevgili vermesin diyorum başka bir şey demiyorum

9 Haziran 2010 Çarşamba


sevgili pucca günlük,
bir insan nasıl bu kaçar içten ve açık yazar her seyi diye düşünmekten kendimi alamıyorum. resmen kendi hayatımı okudum dediğim yerler oldu, küfrettiğim yerlerde.
acımadan verdim 20 tl yi kitabına genelde vermem 5 liralık falan olanlarından alırım ama dedim ki koy götüne bu kız para kazansın sonra gitsin alışverişte yesin hepsini, ayakkabı falan alsın kendine...
finallerimi sallayıp kitabını bitirdim ahahaha diye gülerekten, sevgilim bir anlam veremedi tabi bu kendimden geçmişcesine pucca okumama, mal mıyım acaba diye baktı durdu. arada gelip oynaşmaya kalktı, çok pis çemkirdim bi kitap okutmadın beea diye.. derslerine böyle çalışmıyorsun da bıdıbıdıbıdı diye beynimi yedi ama ben azmedip bitirdim kitabı, sonunda küfrederek.
bi de erikle nasıl tanışıtgını falan kaçırmışım okurken, iyi oldu kitap yani
önünde saygıyla eğilip, tebrik ederim ikincisini istiyorum hemen...
bi de çok pis kıskandım bazı yerlerde lan bunu ben yazmalıydım diye bilgilerine...

5 Haziran 2010 Cumartesi

biri bunu yorumlasın


hiç rüyanızda erkek arkadasınızı baskasıyla sevisirken gödünüz mü? çok kötü bi rüya gördüm gizem diye sarısın, güzel bi hatun ama tanımıyorum ilk defa gördüm, benim sevgilimin yanında benim yatagımda, gayette sevisiyorlar. ben giriyorum odaya sanki böyle gayet normalmiş gibi, hiç bi tepki vermeden sevgilimin yanına, ee tabi ben sevişicem gizem denen sürtüge bırakmayacagım onu, ama acıyo falan diyip, tekrar gizeme dönüyor puşt
sonrada , iş bitince bana masaj yapsana diyor; ben salak onun yüzüne iki tane çakacagıma, böyle burnumu çekeçeke , gözlerim dolu dolu yapıyorum hayvana masaj......
kabus gibiydi ya offfffff.rüya yorumlayabilen yorumlasın lütfen bana bunu

4 Haziran 2010 Cuma

4 yıllık üniversite hayatının son günleri.. ankara'nın boktan bir özel üniversitesinden mezun oluyorum, muhtemelen iş bulamayacagım. deneyimlerimin gösterdiği bu en azından.
gelelim üiversitede okumanın faydalarınaaa, tabi bunlar ailesinden uzakta okuyanlar için geçerli
MADDE 1
herkes arkadasın değildir, yeni tanıştıgın kişilere hayat hikayeni, sex hayatını anlatma! kısacası her bokunu paylaşma, ilerideki yıllarda acısı çıkar.
MADDE 2
mutlaka bir işte çalışın hatta birden çok, hayata bakış açınız değişir.ben barmaid'lik yapmış
tım ben ankarada yaşayanlar bilir, sakaryada bir barda. insanların sarhoşken anlattıkları, abi ben seni hiç tanımıyorum, gelmişsin bir bara oradaki hatuna hayat hikayeni anlatıyorsun. komik bi tecrübe size, mutlaka deneyin, zaten kadın oldugunuz için iş bulamama gibi bir imkanınız yok, hemde barda iyi tip bırakıyorlar:d
MADDE 3
sevgilinize aynı evde yasamayı teklif edin, böylece ödeyeceğiniz kira azalır, sizi çok sinirlendirirse evden kovmakla tehdit edin, tabi bunu yapabilmeniz için kontratın sizin adınıza olması lazım. ciddi söylüyorum, evcilik oynamak gibi oluyor sevgiliyle yaşamak.
yemek yap, çamasır yıka, evi temizle ; gerçi ben pislik içinde yaşamaya alışkın biri oldugum için sorun olmadı hiç...
aileniz ziyarete geleceği zamanda onu eşyalarını bi valize doldurup kömürlüğe atarsınız ve kendinize 3-5 günlük ev arkadası arasınız, ailede neden bu kadar sık ev arkadası değiştirdiğinize bir anlam veremez.
MADDE 4
eğer benim gibi salaksanız sonra evden siz çıkın bok gibi ortada kalın azıck paranızın yeteceği ev arayın, bulamayınca da bir arkadasınıza yamanın, bütün ilişkilerinizin azına sıçıp, alkolik olun. valla finallere sarhoş girdiğimi hatırlıyorum ama üniversite hayatımdaki en yüksek ortalamayı bu dönem yaptımm, bir de siksen iyi not alamadıgım bir hocadan BA ile geçtim dersi. alkolün böyle absürd etkileri oluyor demekki diye bir sonuca varıyorum
MADDE 5
gezin, için, eğlenin, yemediğiniz bok kalmasın, okul bitince vakit bulayıp pişman olmayasınız sonra.